8.SINIF 2.ÜNİTE : DNA VE GENETİK KOD
A.
DNA VE GENETİK KOD
DNA’nın Yapısı
Hücrenin temel kısımları
hücre zarı, stoplazma ve çekirdektir. Çekirdek hücrenin yönetim merkezidir ve
bizi biz yapan özellikleri taşıyan kalıtım maddesini bulundurur.
Gen Çifti |
Çekirdekte bulunan kalıtım
maddesine kromozom denir. Genetik özellikler kuşaktan kuşağa
kromozomlarla aktarılır. Kromozomlar DNA ve özel proteinlerin birleşmesinden
oluşur.
DNA hücrenin
yönetici molekülüdür. Solunum, beslenme, üreme gibi tüm yaşamsal faaliyetler
DNA tarafından yönetilir.
DNA'nın yapısında kalıtsal özelliklerimize etki eden gen
bölgeleri bulunur. Canlının belirli bir özelliğinden (göz rengi, kan grubu vb.)
sorumlu olan DNA parçasına gen denir. Gen, DNA’nın en küçük görev birimidir.
DNA’nın en
küçük yapı birimine ise nükleotit adı verilir.
Nükleotitler genleri,
genler DNA’yı, DNA ve özel proteinler ise birleşerek kromozomları oluşturur.
Bir nükleotidin yapısında aşağıdaki gibi fosfat, şeker ve
organik baz bulunur. Organik bazlar adenin (A), timin (T), sitozin (C) ve
guanin (G)'dir.
Nükleotidin Yapısı |
DNA’nın yapısında bulunan şeker beş karbonlu deoksiriboz
şekeridir. DNA ismini bu şekerden alarak DeoksiriboNükleikAsit olarak
adlandırılır.
Nükleotitler hangi organik bazı içeriyorlarsa o bazın
ismiyle adlandırılır. Örneğin adenin bazını içeren nükleotit "adenin
nükleotit", guanin bazını içeren nükleotit "guanin nükleotit"
olarak adlandırılır.
Nükleotitler DNA’yı oluştururken hem alt alta hem de
karşılıklı olarak bağlanırlar. Nükleotitler karşışıklı olarak birbirine
bağlanırken adenin karşısına her zaman timin, guanin karşısına ise her zaman
sitozin gelir. Nükleotitlerin karşılıklı olarak birbirine bağlanmasını zayıf
hidrojen bağı sağlar;
- Adenin
ile timin arasında ikili,
- Guanin
ile sitozin arasında üçlü zayıf hidrojen bağı bulunur.
Nükleotitler alt alta bağlanırken yapısında bulunan
fosfatlarla birbirlerine bağlanırlar. Nükleotitlerin alt alta dizilmesiyle
DNA’nın iki ipliği oluşur. Bu iki iplik birbiri etrafında bükülerek dönen
merdiven şeklini alır. DNA’nın bu yapısı ikili sarmal yapı olarak adlandırılır. Bilim
insanları James ve Francis Crick birlikte çalışarak DNA modelini hazırlamıştır.
DNA’nın Kendini Eşlemesi
Hücre
bölünmesi öncesinde hücredeki DNA molekülü miktarı iki katına çıkar. Bu olaya
DNA'nın kendisini eşlemesi adı verilir.
DNA Eşlemesi |
- DNA
kendini eşlerken önce DNA'nın iki ipliği birbirinden ayrılmaya başlar. Daha
sonra sitoplâzmada serbest hâlde bulunan nükleotitler çekirdeğin içerisine
girer ve DNA'nın açılan kısmındaki nükleotitlerle eşleşir.
- Bu
eşleşme sırasında, adenin nükleotidin karşısına timin nükleotit, sitozin
nükleotidin karşısına da guanin nükleotit gelir.
- Sonuçta
başlangıçtaki DNA molekülünün aynısı olan bir DNA molekülü daha oluşur.
DNA,
hücre bölünmesi sırasında kendini eşleyerek yapısında bulunan bilgilerin yeni
oluşacak yavru hücrelere geçmesini sağlar.
Bütün
canlılarda DNA molekülü adenin, timin, sitozin ve guanin bazlarından oluşmasına
rağmen nükleotitlerin sayısında ve dizilişindeki farklılıklar canlıların
birbirinden farklı olmasını sağlar.
NOT: Birinci zincir karşısına ikinci zincir, ikinci
zincirin karşısına ise birinci zincir tamamlanmalıdır ve DNA’nın sarmal yapılı
olduğu unutulmamalıdır.
Mutasyon
DNA’nın
eşlenmesi sırasında nükleotitlerin yapısında veya diziliminde olan
değişiklikler ile kromozomların sayı ve yapısında meydana gelen değişikliklere mutasyon
denir. Mutasyonlarda değişim genlerde olur ve kalıcıdır.
Mutasyonun
nedenleri;
- Bazı kimyasal maddeler
- Bazı ilaçlar
- Radyasyon
- X ışınları
- Ultraviyole ışınlar
Üreme
hücrelerinde görülen mutasyonlar kalıtsaldır, yani yavru bireylere
aktarılabilir. Vücut hücrelerinde görülen mutasyonlar kalıtsal değildir, yani
yavrulara aktarılmaz. Bunlar sadece eşeysiz üreyen canlılarda yavrulara
aktarılabilir. Mutasyonlar genellikle zararlı olmakla birlikte yararlı
mutasyonlar da vardır.
Yararlı
Mutasyonlar
|
Zararlı
Mutasyonlar
|
Ø Bitkilerde meyvelerin
büyük olması,
Ø Bitkilerde daha fazla
tohum oluşması,
Ø Bitkilerin daha büyük
tohum oluşturması,
Ø Canlıların
bulundukları ortama uyum sağlayıp yaşam şansını artırmaları,
Ø Çekirdeksiz üzüm oluşumu,
|
Ø Albinoluk (Deride renk
pigmenti eksikliği),
Ø Altı parmaklılık,
Ø Kanser oluşumu,
Ø Hemofili (Kanın
pıhtılaşmaması),
Ø Orak hücreli anemi
(Alyuvarların orak şeklini alması),
Ø Down sendromu (İnsanda
21. Kromozom çiftinin 3 tane olması ve kromozom sayısının 47’ye çıkması)
|
Van
kedisinin gözlerinin farklı renkte olması, keçilerde dört boynuzluluk, tavuk ve
koyunlarda kısa bacaklılık hayvanlarda görülen mutasyona örnektir.
Modifikasyon örnekleri,
|
Çuha çiçeğinin 15-25
°C arasında kırmızı, 25-35 °C arasında beyaz renkli olması,
|
Yazın güneş altında
tenimizin bronzlaşması,
|
Spor yapan kişilerde
kasların gelişmesi,
|
Farklı ortamlarda
büyüyen tek yumurta ikizlerinin farklı özelliklere sahip olması,
|
Arı larvaları çiçek
tozuyla beslendiğinde işçi arı, arı sütüyle beslendiğinde kraliçe arı
oluşması,
|
Karanlık ortamda
çimlendirilen tohumun renksiz, aydınlık ortamda çimlendirilen tohumun yeşil
renkli fide oluşturması,
|
Sirke sineğinin 16 °C’
de yetiştiğinde düz kanatlı, 16 °C’ de yetiştiğinde kıvrık kanatlı olması,
|
Himalaya tavşanlarının
ayak, burun, kuyruk ve kulaklarının siyah, gövdelerinin beyaz renkli olması,
|
Modifikasyon
Çevre
şartlarında meydana gelen değişimler nedeniyle canlının sadece dış görünümünde
meydana gelen değişimlere modifikasyon denir. Modifikasyonlarda değişim
dış görünümdedir ve geçicidir.
Modifikasyonun
nedenleri;
- Sıcaklık
- Işık
- Beslenme
- Sıcaklık
- Işık
- Beslenme
Modifikasyonlar kalıtsal
değildir.
KALITIM
- Kalıtsal özelliklerin
yavrulara nasıl aktarıldığı ile ilgili önemli çalışmalar Gregor Mendel (Gıregor
Mendel) tarafından 1860 yılında gerçekleştirilmiştir.
- Mendel, bezelye bitkisi
ile yaptığı çalışmalar sonucun dakalıtsal özelliklerin yavru döllere nasıl
aktarıldığını ortaya koymuştur.
- Mendel’in bezelye
bitkisi ile çalışması nedenleri arasında bezelye bitkisinin kısa sürede
yetişmesi ve karakter sayısının fazla olmasıdır.
Kalıtım ile İlgili Kavramlar:
- Kalıtsal özelliklerin
bir kuşaktan bir sonraki kuşağa aktarımına kalıtım
adı verilir.
- Kalıtımı
inceleyen bilim dalına genetik adı verilir.
Karakter:
- Canlıların genetik
olarak sahip olduğu her bir özellik karakter
olarak ifade edilir.
- İnsanlarda; göz rengi,
boy uzunluğu, kan grubu, ten rengi gibi özellikler, bitkilerde; tohum rengi, tohum şekli, meyve
rengi gibi özellikler, kalıtsal karakterlere örnek
olarak gösterilebilir.
Gen:
DNA
molekülü üzerinde yer alan ve belli bir protein üretimi için şifre veren DNA bölümüdür.
Alel:
- Aynı karekterin
oluşmasına etki eden özelliklere alel denir.
- Genellikle bir bireyde
bir karakter için iki alel bulunur.
- Bu alellerin her biri
bir atadan (anne- baba) gelir.
Homozigot alel :
- Her iki atadan gelen
aleller aynı ise homozigot birey oluşur.
- Homozigot
bireyde genin iki aleli aynıdır.
- Dişi ve erkek atadan gelen alellerin
aynı olma durumuna
saf (arı-homozigot) döl denir.
Not: Çaprazlamalarda saf (arı-homozigot) döl “AA ,
aa” şeklinde gösterilir.
Heterozigot alel :
- Her iki atadan gelen
aleller farklı ise heterozigot birey oluşur.
- Heterozigot birey de
genin alelleri farklıdır.
- Dişi ve erkek atadan gelen alellerin
farklı olma durumuna
melez (heterozigot) döl denir.
Not: Çaprazlamalarda melez (heterozigot) döl “Aa”
şeklinde gösterilir.
Baskın
(dominant) alel:
- Bir karakterin
oluşumunda etkisini her zaman gösteren alellere baskın (dominant) aleller adı verilir.
- Baskın aleller büyük
harfler ile gösterilir.
ÖRNEK: Bezelye bitkisinde Mor
çiçek alleli baskın olduğu için ;mor çiçek rengi aleli “M”, beyaz çiçek aleli çekinik olduğu için ; “m” harfleri ile gösterilirler.
Çekinik
(resesif) alel:
- Bir
karakter için iki farklı allel içeren canlının dış görünüşüne etki etmeyen
alellere çekinik (resesif) aleller denir.
- Çekinik aleller
aynı özelliği etki eden baskın alelin küçük harfi ile gösterilir.
ÖRNEK: Bezelye bitkisinde Mor
çiçek alleli baskın olduğu için ;mor çiçek rengi aleli “M”, beyaz çiçek aleli çekinik olduğu için ; “m” harfleri ile gösterilirler.
Genotip:
Canlıların
sahip olduğu alellerin tümüdür.
Fenotip:
Genetik
etkenlerle oluşan özelliklerin canlının dış görünüşüne yansımasıdır.
ÖRNEKLER ÜZERİNDE KALITIM KAVRAMLARI
Örnek-1
Bezelye
bitkisinde tohum rengi karakterinde sarı tohum aleli yeşil tohum aleline baskındır.
Sarı tohum baskın (dominant) alel “S” harfi ile gösterilir.
Yeşil tohum çekinik
(resesif) alel “s” harfi ile gösterilir.
Fenotipi
( dış görünüşü) sarı tohumlu olan bir bezelye tanesinin genotipi “SS” saf (arı-homozigot) döl veya “Ss”
melez (heterozigot) döl şeklinde
olabilir.(iki ihtimal)
Fenotipi
( dış görünüşü) yeşil tohumlu olan bir bezelye tanesinin genotipi “ss” saf (arı-homozigot) döl
şeklindedir. (tek ihtimal)
Örnek -2:
Bezelye
bitkisinde tohum şekli karakterinde düz tohum aleli buruşuk tohum aleline
baskındır. Düz tohum baskın (dominant) alel
“D” harfi ile gösterilir.
Buruşuk tohum çekinik (resesif) alel “d”
harfi ile gösterilir.
Fenotipi
( dış görünüşü) düz tohumlu olan bir bezelye tanesinin genotipi “DD” saf (arı-homozigot) döl veya “Dd”
melez (heterozigot) döl şeklinde
olabilir.(iki ihtimal)
Fenotipi
( dış görünüşü) buruşuk tohumlu olan bir bezelye tanesinin genotipi “dd” saf (arı-homozigot) döl
şeklindedir. (tek ihtimal)
Bezelye bitkisinde bulunan bazı karakterler:
Kalıtımda
çaprazlama örnekleri:
Örnek-1: Melez, sarı tohumlu bezelye ile yeşil tohumlu bezelye bitkisinin
çaprazlanması sonucunda tohumlarının fenotip ve genotip oranlarını bulunuz.
(Bezelyelerde
Sarı tohum aleli “S”, Yeşil tohum aleline “s” baskındır.)
Fenotip : 1/2 Sarı, 1/2 Yeşil Genotip
: 1/2 heterozigot baskın, 1/2 homozigot çekinik
Örnek-2 : Melez,
mor çiçekli bezelyelerin çaprazlanması sonucu oluşan bezelye çiçeklerinin
fenotip ve genotip oranlarını bulunuz.
Not:
- Bezelyelerde olduğu gibi
diğer bazı canlılarda da görülen karakterler, anne ve babadan aktarılan
alellerin bir araya gelmesiyle oluşur.
- Farklı iki
özelliğitaşıyan alellerden baskın olanın taşıdığı özellik fenotipte görülürken
çekinik alelin taşıdığı özellik fenotipte ortaya çıkmaz.
- Çekinik alelnin taşıdığı
özelliğin fenotipte ortaya çıkabilmesi için hem anneden hem de babadan çekinik
alellerin bir araya gelmesi gerekmektedir.
İnsanlarda cinsiyet oluşumu:
- Bezelyelerde boy
uzunluğu, tohum rengi ve tohum şekli; insanlarda saç rengi, ten rengi, göz
rengi gibi kalıtsal karakterlerin oluşmasında nasıl ki kromozomlar etkili ise
insanlar dâhil birçok canlıda da cinsiyetin oluşmasında da kromozomlar etkilidir.
- İnsanlarda iki çeşit kromozom bulunur. Bu kromozom çeşitlerinden biri saç rengi, göz rengi gibi vücut ile ilgili karakterleri taşır. Diğer çeşit kromozomlar (X-Y) ise cinsiyeti belirleyen kromozomlardır.
- İnsanlarda iki çeşit kromozom bulunur. Bu kromozom çeşitlerinden biri saç rengi, göz rengi gibi vücut ile ilgili karakterleri taşır. Diğer çeşit kromozomlar (X-Y) ise cinsiyeti belirleyen kromozomlardır.
NOT: İnsanlarda
doğacak her çoçuğun kız yada erkek cinsiyette olma olasılığı %50 dir.
Akraba Evlilikleri :
Aralarında
kan bağı olan kişiler arasında yapılan evliliklere akraba evliliği denir. Akrabalar arası genetik benzerlik fazladır.
Genetik benzerliğin fazla olması, akraba evliliği sonucu doğacak çocuklarda
genetik hastalık görülme oranını artırır. Genetik hastalıkların çoğu çekinik
aleller ile taşınır. Akraba olan kişilerde bu alellerin bir araya gelme
olasılığı arttığından genetik hastalıkların görülme sıklığı da artar.
GENETİK MÜHENDİSLİĞİ ve BİYOTEKNOLOJİ
Genetik mühendisliği canlıların
kalıtsal özelliklerinin değiştirilerek onlara yeni işlevler kazandırılmasına
yönelik araştırmalar yapan bilim dalıdır. Genetik mühendisliğinin uygulama
alanlarına klonlama, gen tedavisi, türlerin ıslah edilmesi, genetiği
değiştirilmiş organizmalar (GDO), Genom Projesi ve DNA parmak izi örnek olarak
verilebilir.
Klonlama Bilim
insanları bir genle ilgili çalışabilmek için o genin üzerinde bulunduğu DNA
parçasını kopyalar. Genlerin kopyalarının elde edilmesine gen klonlaması denir.
Bir canlıda bulunan bir gen bu canlıdan alınıp taşıyıcı bir canlının DNA’sıyla
birleştirilip bir hücreye nakledilir ve bu hücrenin çoğaltılması işlemi
yapılır.
Gen Tedavisi Gen
tedavisinde amaç hasta hücredeki veya organdaki bozukluğu hücrenin genetik
yapısını değiştirerek düzeltmektir. Gen tedavisinde hastalığa neden olan gen
etkisiz hale getirilir veya bireye tedavi edici gen aktarılır. Gen tedavisiyle hastalığa yol açan genlerin
nesilden nesile aktarılması engellenmeye çalışılır.
Türlerin Islah Edilmesi Bir
türe istenilen özellikleri kazandırmak için yapılan çalışmalara ıslah denir.
Islah çalışmalarında amaç, istenilen gen kombinasyonlarına sahip, yeni üstün
özellikler içeren, olumsuz özelliklerden arındırılmış bireyler elde etmek ve
bunları çoğaltmaktır. Geleneksel ıslah yöntemleriyle istenilen farklı
özelliklere sahip canlılar seçilip bunlar birbirleriyle eşleştirilmiş ve
böylece anne-babanın istenilen özelliklerini taşıyan yeni bireyler elde edilmiştir. Geleneksel ıslah
yöntemlerinin yetersizlikleri bilim insanlarını modern ıslah yöntemlerini
geliştirmeye yöneltmiştir. Modern ıslah
yöntemlerinin
gelişmesiyle yüksek kaliteli ve daha verimli ürün elde edilmeye başlanmıştır.
Modern ıslah yöntemleri olarak tür içi ve türler arası melezleme, yapay
döllenme, gen aktarımı ve klonlama kullanılmaktadır.
Genetiği Değiştirilmiş
Organizma (GDO) Günümüzde istenilen özellikte bitki ve
hayvan üretebilmek için genetik mühendisleri, insanlığa yarar sağlamak amacıyla
organizmaların genetik yapılarını değiştirirler. Kendi türü dışında bir türden
gen aktarılarak belirli özellikleri değiştirilmiş bitki, hayvan ya da
mikroorganizmalara genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) adı verilir. GDO
üretilmesinin amacı dünya nüfusunun beslenmesine ve açlığın önlenmesine
yardımcı olmaktadır. Doğal olmayan, yapay yöntemlerle elde edilen GDO'lu
ürünlerin doğaya ve insan sağlığına etkilerinin neler olduğu hâlen
araştırılmakta ve tartışılmaktadır.
Genom Projesi Genetik
mühendisliği uygulamalarının biri de genom projesidir. Genetik mühendisleri,
bir organizmanın genomundaki tüm genleri sistematik olarak tanımlamak ve
haritalamak için projeler geliştirmişlerdir. Genom projelerinin en iyi bilineni
ve en büyüğü İnsan Genom Projesi (İGP)’dir. İGP çalışmaları, insan genomundaki
tüm DNA baz dizilimini belirleyerek kalıtsal hastalıklardan sorumlu genlerin
tanımlanması ve haritalanması amacıyla 1990 yılında başlatılmıştır
Tarım Alanında Zararlı
böceklere karşı dirençli bitkiler elde edilmesi sonucu tarımda kullanılan böcek
öldürücü ilaçlara gerek kalmaması genetik mühendisliğinin tarım alanında bir
uygulamasıdır.
Genetik
mühendisliğindeki gelişmelerin olumlu sonuçları tüm dünyada takdirle
karşılanmakta fakat bu uygulamalar ekolojik, sağlık, sosyal ve ahlaki yönden
bazı olumsuzlukları da beraberinde getirebilmektedir
Biyoteknoloji doğa
bilimleri yanında çeşitli mühendislik alanlarını da kullanarak bitki, hayvan ve mikroorganizma yapılarını kültür
ortamında değiştirip geliştirerek onlardan yeni veya az bulunan ürünler elde
etmeyi amaçlayan bilim dalıdır. Biyoteknoloji ile sağlık, tarım, hayvancılık ve
endüstri gibi alanlarda kullanılmak üzere çeşitli ürünlerin geliştirilmesi sağlanır
Biyo-teknoloji
kavramı ilk olarak 1919 yılında Macar bilim insanı Károly Ereky tarafından
kullanılmıştır. Ancak biyo-teknoloji uygulamalarının geçmişi binlerce yıl
önceye dayanır.
·
Milattan önceki dönemlerde; Mısırlılar, maya
kullanarak ekmek yapmaya başlamış; Çinliler ise küflü soya fasulyelerini
antibiyotik olarak iltihaplı yaraları tedavi etmede kullanmışlardır.
·
1590 yılında Hollandalı Zacharias Janssen'in
Mikroskobu keşfetmesiyle birlikte, hücre detaylı bir şekilde görüntülenmeye başlanmış ve biyo-teknoloji
çalışmaları hız kazanmıştır.
·
1797
yılında Edward Jenner, ilk çiçek aşısını bulmuştur.
·
1866 yılında Mendel bezelye bitkilerini
çaprazlayarak genetik biliminin temelini oluşturan çalışmalar yapmıştır.
·
1928 yılında Alexander Fleming, petri kaplarında
bir parça küfle çevrelenmiş bölümde
tüm bakterilerin öldüğünü keşfetmiş, yani penisilini bulmuştur.
·
1950 yıllardan günümüze modern biyo-teknolojik
tekniklerin uygulanmaya başlamasıyla birlikte; sağlık, çevre, gıda, tarım ve hayvancılık gibi farklı alanlarda pek
çok ürün geliştirilmiştir.
Günümüzde Bazı Biyoteknolojik Çalışmalar
Endoskopi,
diyaliz ve solunum cihazı üretimi İdrar ve kan tahlilleri yapabilen cihazların
üretimi Yapay kol, bacak, el, diz ve kalça eklemleri üretimi
Kanser,
AIDS, akdeniz anemisi, lösemi gibi hastalıkların tedavisinde kullanılacak
genetik ürünlerin elde edilmesi.
Büyüme
geriliği, hasar görmüş beyin hücreleri ve omuriliğin onarımı gibi sorunlara
yönelik proteinlerin üretilmesi İnsülin ve büyüme hormonunun gen aktarımı ile
bakterilerden elde edilmesi Vitamin tabletlerin üretilmesi Meyveli yoğurt
üretimi
Böcek
ilacı, deterjan, parfüm gibi kimyasal maddeler üretilmesi Özel olarak
çoğaltılmış bakteri, alg ve mantarların endüstriyel ve evsel atıklardaki bazı
maddelerin kaldırılmasında kullanılması
Biyoteknoloji Uygulamalarının Olumsuz Etkileri
Biyo-teknoloji
uygulamalarının çok önemli yararları olsa da bu uygulamalar ile birlikte
beklenmeyen ve istenmeyen riskler oluşabilir.
·
GDO, yani genetiği değiştirilmiş organizmalardan
üretilen besinlerin insan sağlığı
açısından ciddi riskler içerebileceği düşünülmektedir. Bu besinler insanlarda
alerji, mutasyon ya da kanserlere neden olabilir.
·
Biyo-teknoloji
ile biyolojik silahlar üretilebilir.
·
Ekosistemdeki
dengeyi bozabilir ve biyoçeşitliliğin azalmasına neden olabilir.
·
Dünyanın sosyo-ekonomik yapısı olumsuz
etkilenebilir. Güçlü devletler araştırma geliştirme çalışmalarına ağırlık
verebilir ve Dünyadaki gelirin büyük bir kısmı
güçlü devletlerde toplanabilir.
Biyoteknoloji ile ilgilenen meslek dalları
Biyo-teknoloji
uygulamaları; genetik, biyokimya, mikrobiyoloji, gıda bilimi, gıda teknolojisi
mühendisliği, kimya mühendisliği ve biyokimya mühendisliği gibi bağımsız pek
çok bilim dalını bir arada barındıran çalışmalar içerir. Dolayısıyla
biyo-teknoloji çalışmalarında fizikçiler, kimyagerler, moleküler biyoloji ve
genetik uzmanları, biyokimya alanında uzman tıp doktorları, genetik
mühendisliği, gıda mühendisliği, ziraat mühendisleri, zoologlar ve veterinerler
gibi pek çok farklı meslek gruplarından çalışanlar görev alır.
Dersimiz Fen Bilimleri ,
Hayatimizfen !
0 Yorumlar