Ders: Fen Bilimleri

7.SINIF 5.ÜNİTE : IŞIĞIN MADDE İLE ETKİLEŞİMİ

IŞIĞIN SOĞURULMASI


   Rengarenk bir dünyada yaşıyoruz. Denizlerin derinliklerinden yeryüzüne, yeryüzünden gökyüzüne kadar uzanan uçsuz bucaksız bir alanda kırmızı yeşil ve mavinin her tonunu görürüz. Bu renklerin görülmesi ışığın maddeyle etkileşiminin bir sonucudur.

Yaz günlerinde sıcaktan korunmak için neden gölge alanları tercih ederiz? Serinlemek için sığındığımız alanlar genellikle ışığı geçirmeyen ve mat yüzeylere sahip bina ve ağaç gölgeleridir. Mat yüzeyler üzerine düşen ışığın tamamını yansıtmaz. Bu yüzden gölge alana
ulaşan ışık miktarı azalmış olur. Gölge alana ulaşan ışık miktarının azalması, yazın güneşli günlerinde gölgedeki sıcaklığı güneş ışığını doğrudan alan yerlerdeki sıcaklıktan farklı hissetmemize yol açar. Aynı ortamda bulunan maddelerin sıcaklıkları genellikle birbirine eşittir.
Herhangi bir yerde, güneş ışığını doğrudan alan bölge ile gölge alan birbirinden farklı ortamlar olarak değerlendirilebilir. Birbiri ile temasta olan bu farklı ortamlardan sıcaklığı yüksek olan güneşli ortamdan, sıcaklığı düşük olan gölge ortama doğru sürekli bir ısı akışı olmasına rağmen güneş batmadığı veya bulutların arkasında kalmadığı sürece buraların sıcaklıkları birbirine eşit olmaz.











           I                                II                             III
Soru: Özdeş siyah, yeşil ve beyaz kumaş parçalarına özdeş ve aynı sıcaklıkta olan termometreleri sarıp özdeş fenerlerle aynı mesafeden ışık tuttuğumuzda termometrelerin son sıcaklıkları nasıl olur?

Cevap: I>II>III

Fener ışığı farklı renklerdeki kumaş parçaları üzerine aynı doğrultuda gönderildiği hâlde bunlardan yansıyarak gözümüze ulaşan ışık miktarları aynı olmaz. Buna göre farklı renklere sahip cisimlerin ışığı aynı oranda yansıtmadığı sonucuna ulaşılır. Siyah kumaş parçası ışığı yansıtmazken beyaz kumaş parçası yeşil renkli olana göre daha iyi bir yansıtıcıdır. Dolayısıyla gözümüz beyaz kumaş parçasından daha çok etkilenir. Bu durum bazı renklerin ışığı daha iyi tuttuğunu göstermez mi?



Güneş ışığını doğrudan alan bütün cisimlerde az ya da çok bir sıcaklık artışı meydana gelir. Işık etkisiyle cisimlerin sıcaklıklarının artması ışığın bir enerji şekli olduğunu gösterir.
Etkinlikte kullandığımız beyaz kumaşın ilk ve son sıcaklıkları birbirine çok yakın olurken siyah kumaşın ilk ve son sıcaklıkları arasındaki farkın çok daha büyük olduğunu gözlemledik. Buradan yola çıkarak koyu renkli cisimlerin ışığı daha iyi tuttuğunu söyleyebiliriz.

Işığın cisimler tarafından bu şekilde tutulmasına
ışık soğurulması denir.

Açık renk cisimlerin, üzerine düşen ışığın büyük bir kısmını yansıtması, yaz aylarında açık renkli kıyafetleri
tercih etmemiz gerektiğini göstermez mi?

Soğurulma, maddelerde bazı değişmelere yol açar.
·         Uzun süre güneş ışığı altında bırakılan kumaşın, eşyaların ve binalarda renkler solmaya başlar.
·         Bir süre ışık alan bazı besinlerin tatlarının değiştiği, ilaçların bozulduğu bilinmektedir.
·         Bitkilerin fotosentez yapmasını ve besin-oksijen üretmesini sağlar.
·         Araçların uzun süre güneş ışığına maruz kalması renklerinin solmasına neden olur.
·         Soğurulma maddelerde sıcaklık artısına neden olur.
·         Koyu renkli kıyafetler ışığı daha iyi soğurduğu için kışın tercih edilir.
·          
SORU:
Burak, “Koyu renkli cisimler ışığı açık renkli cisimlere göre daha iyi soğurur.” hipotezini test etmek için bir deney düzeneği kuracaktır. Bunun için en uygun deney
düzeneği aşağıdakilerden hangisidir?




BEYAZ IŞIK GERÇEKTEN BEYAZ MIDIR?

Gök kuşağı, sabun köpüğü ve CD lerde güneş ışığı altında farklı renklerde ışıklar ortaya çıkar.Bu durum bize güneş ışığının farklı renklerden oluştuğunu belirtir.

Güneş’ten bize ulaşan beyaz ışık, gerçekte birçok rengin birleşiminden oluşur. “Beyaz, aslında başlı başına bir renk değil, tüm renklerin birleşimidir.” dersek yanılmış olmayız. Beyaz ışığı oluşturan renkleri gökkuşağında da görebiliriz.





Güneş Işığında 6 tane farklı renkte ışık vardır. Bunlar;
Kırmızı   Turuncu  Sarı   Yeşil    Mavi     Mor

Güneş ışığında ki renklerin sırasıyla kodlanması.

KuTuSaYaMaM

















Kırmızı                                                                      Mavi


                                   Yeşil


Kırmızı Işık+Mavi Işık+Yeşil Işık= Beyaz Işık

KıYMa Beyaz tişörtüme.

Kırmızı Işık +Yeşil Işık= Sarı Işık

KaYıSı


Yeşil Işık+Mavi Işık= Cyan(Turkuaz)

YeMeCe veya  MaYTap

Kırmızı Işık+Mavi Işık= Magenta(Mor)

KırMaMag veya KırMa Mor camı


Beyaz ışıktan nasıl renkli ışık elde edileceğini öğrendik. Peki, elde edilen renkli ışıkla başka renkteki cisimleri aydınlatırsak bu cisimlerin hangi renklerde görüneceğini merak ediyor musunuz?

Beyaz ışık altında belirli renklerde gördüğümüz değişik cisimler kırmızı, yeşil veya mavi ışık altında farklı renklerde görünür.

Peki, bu cisimlerin farklı renklerde görünmesi neden kaynaklanıyor olabilir?
Bu sorunun cevabı, cisimlerin bazı ışınları soğurup diğerlerini yansıtmalarında yatmaktadır.

 
 Beyaz ışık altında kırmızı cisim kırmızı ışığı yansıtıp diğer renkleri soğurduğundan cisim kırmızı görünür.









Mavi ışık altındaki kırmızı cisme baktığımızda cisimden yansıyan ışık olmayacağından cisim siyah görünür.









Kırmızı zemindeki kırmızı cisme kırmızı ışık altında bakarsak cismi zeminden ayırt edemeyiz. Yani cisim gizlenmiş olur.








Uyarı-1: Bir cismin beyaz ışık altında görünen rengi gerçek rengidir.




  


Uyarı-2: Bir cisim kırmızı ışık altında kırmızı, Mavi ışık altında mavi, yeşil ışık altında yeşil görünüyorsa yani hangi ışıkla bakılırsa bakılsın o ışığın renginde görünüyorsa o cisim beyaz renktedir.


Uyarı-3: Bir cisim ve bulunduğu zemin aynı renkteyse ve cisme aynı renkteki ışıkla bakarsak cismi zeminden ayırt edemeyiz.


Uyarı-4: kırmızı bir cisme yeşil veya mavi ışıkla bakarsak cisim siyah görünür.







Işık rengi/Cismin rengi

Kırmızı ışık

Mavi ışık

Yeşil ışık
Kırmızı
Kırmızı
Siyah
Siyah
Mavi
Siyah
Mavi
Siyah
Yeşil
Siyah
Siyah
Yeşil
Sarı
Kırmızı
Siyah
Yeşil
Turkuaz
Siyah
Mavi
Yeşil
Mor
Kırmızı
Mavi
Siyah

Atmosfer Neden Mavi Kırmızımsı ve ya Gri Görünür?

Atmosfer yani hava renksizdir. Havanın açık ve bulutsuz oldu¤u günlerde gökyüzü mavi
görünür.

 Atmosfer, ışığın mavi tonlarını, kırmızıya oranla daha çok
saçılmaya uğratır.
Yani mavi ışık, atmosferde şekildeki gibi kırmızıya oranla daha fazla ve her yönde dağılarak gökyüzünün mavi renkte görünmesine sebep olur.


Denizlerin mavi renkli görünmesinin sebebiyle gökyüzünün mavi renkli görünmesinin sebebi birbirine benzerdir. Çünkü atmosferi oluşturan azot, oksijen ve karbon dioksit gibi gazlar deniz suyunun içerisinde de dağılmış olarak yer alır.

Peki, güneşi do¤arken veya batarken daha kırmızı görmemizin sebebi nedir?
Bu durum, güneşin doğuş ve batış saatlerinde
güneş ışınlarının atmosferde daha çok yol
kat etmesinin ve atmosfere giriş açısının bir
sonucudur. Çünkü bu sırada güneş ışınları
daha kalın bir atmosfer tabakasını geçmek
zorunda kalır. Buna bağlı olarak mavi tonların
çoğu, hava molekülleri tarafından soğurulur.
Böylece gözümüze kırmızı turuncu ve sarı
tonlardaki ışıklar ulaşır.
Gökyüzü yoğun bulutlarla veya dumanla kaplı olduğunda, tüm ışınlar nerede ise aynı oranda saçılır. Bu da gökyüzünün gri renkte görünmesine yol açar.

Güneş, öğle vakti parlak beyaz görünür. Bunun sebebi, öğle saatlerinde tepede olan Güneş’ten yayılan ışığının daha kısa yol alması ve dolayısıyla daha az filtre edilmesidir.

GÜNEŞ ENERJİSİNİN ÖNEMİ
 
Güneş ışığından, enerjiye ihtiyaç duyulan birçok alanda yararlanılmaktadır. Bu alanlar;

• Konutların ısıtılması, seracılık, içme suyu ve sıcak su
temini,
• Gıda, kimya, seramik, kâğıt, tekstil ve deri sanayileri,
• Deniz suyunun tatlı suya dönüştürülmesi,
• Güneş ocaklarında yemek pişirilmesi,
• Elektrik enerjisi üretimi (güneş pilleri) ve güneş enerjisiyle çalışan hesap makineleri olarak sıralanabilir.
      Konutların ısıtılmasını sağlar
       Güneş pilleri sayesinde elektrik enerjisi üretilir.
·                   Güneş enersiji sayesinde arabalar hareket edebilir.
·                  Banyo ve mutfaklarda suyun ısınmasını sağlar.





Güneş enerjisinin olumlu tarafları;
  •         Tükenmeyen enerji kaynağıdır.
  •          Atık madde üreten bir enerji değildir. Yani gaz duman vs yoktur.
  •      Karmaşık bir teknoloji olmadan her alanda kullanılabilir.
  •      Enerjide dısa bağımlılıkları azaltır.
  •      Fosil yakıtlar(petrol ve petrol ürünleri,kömür odun vs.) kullanımını azaltarak doğal kaynakların korunmasını sağlar.

AYNALAR VE KULLANIM ALANLARI

Üzerine düşen ışığın tamamına yakınını kısmını yansıtabilen yüzeylere ayna denir. Aynaların bir yüzeyi çok iyi parlatılmış, diğer yüzeyi ise cıva, kalay, gümüş ve alüminyum ile kaplanmıştır (kaplanmış camlardır).
Aynalar, yansıtıcı yüzeylerinin şekillerine göre adlandırılırlar. Yansıtıcı yüzeyi düz olan aynalara düzlem ayna, yansıtıcı yüzeyi küre kapağı şeklinde olan aynalara 
küresel ayna denir.

SORU : 
1- Düzlem aynada oluşan görüntü cisimle aynı büyüklükte midir?
2- Düzlem aynada oluşan görüntü düz mü yoksa ters midir?
3- Ambulansların önündeki yazı niçin ters yazılır?

1- DÜZLEM AYNALAR :

Yansıtıcı yüzeyi düz olan aynalara düzlem ayna denir. Düzlem aynaya düşen ışınlar aynada yansıma kanunlarına göre yansırlar. Düzlem aynalarda daima düzgün yansıma görülür.



b) Düzlem Aynada Noktasal Olmayan Bir Cismin Görüntüsü :
• Noktasal olmayan bir cismin görüntüsünün bulunması için cismin uç noktalarından aynaya en az ikişer ışın gönderilir ve bu ışınlar yansıma kanunlarına göre aynadan yansıtılır (yani uç noktalarını görüntüsü bulunur).
• Yansıyan ışınların uzantılarının kesiştiği noktalar birleştirilerek cismin görüntüsü bulunur.


c) Düzlem Aynada Görüntünün Özellikleri :

1- Zahiridir yani aynanın arkasında oluşur. (yalancıdır = gerçek değildir = görünendir).
2- Aynanın arkasında oluşur (aynanın içerisinde oluşmaz).
3- Düzdür.
4- Cismin aynaya olan uzaklığı ile görüntünün aynaya olan uzaklığı eşittir.
5- Cismin boyu, görüntünün boyuna eşittir.
6- Cisme göre sağlı solludur. (Sağ el, görüntünün sol elidir).
7- Görüntü aynaya göre simetriktir.


d) Düzlem Aynaların Kullanıldığı Yerler :
Düzlem aynalar, cisimlerin aynı büyüklükte görüntülerini elde etmek için evlerde, mağazalarda, iş yerlerinde ve çeşitli teknolojik araçlarda kullanılır. Ayrıca ısı ve ışık yalıtımı sağlamak için binaların dış cepheleri ayna gibi yansıtıcı camlarla kaplanır. Ayrıca projeksiyon, tepegöz, periskop gibi teknolojik araçların yapımında da kullanılır.


NOT :
1- Yansıma olayında yansıyan ışınların uzantıları kesişirse görüntü zahiri, yansıyan
ışınların kendileri kesişirse görüntü gerçek olur.
2- Gerçek görüntüler görülemez sadece ekran üzerine düşürülebilir. Zahiri görüntüler aynada görülen görüntülerdir.
3- Gerçek görüntü daima ters, zahiri görüntü düz olur.
4- Rüzgârsız havalarda su birikintisi ve göller düz ayna gibi davranır. İlk çağlarda
insanlar Ay`ın göldeki görüntüsüne bakarak Ay`ın göle düştüğünü zannedip onu çıkarmaya çalışmışlardır.
5- Düzlem aynanın önünde duran kişilerden yansıyan ışınlar aynaya çarparak yansır ve tekrar göze gelir.
6- Düzlem aynaya dike gelen ışınlar, kendi üzerinden geri dönecek şekilde yansırlar.
7- Yatay düzlemde duran düzlem aynada; B, C, D, E, H, K, O, I harflerinin görüntüsü kendisi ile aynıdır.
8-Dikey düzlemde duran düzlem aynada; A, H, I, İ, M, O, Ö, T, U, Ü, V, Z harflerinin görüntüsü kendisi ile aynıdır.
2- KÜRESEL AYNALAR :
Yansıtıcı yüzeyi küre kapağı şeklinde olan aynalara küresel ayna denir. Küresel aynalar çukur ayna ve tümsek ayna olarak iki çeşittir.
Düzlem aynalar için geçerli olan yansıma kanunları, küresel aynalar için de geçerlidir. Fakat düzlem ve küresel aynalardaki yansıma farklıdır. Düzlem aynalardaki yansıma ile küresel aynalardaki yansımanın farkı, düzlem aynalara paralel gelen ışınlar paralel yansırken, küresel aynalara paralel gelen ışınlar paralel yansımayıp ışınlar bir noktada toplanacak veya bir noktadan dağılacak şekilde yansırlar.
a) Çukur Ayna :
Yansıtıcı yüzeyi çukur olan aynalara çukur ayna (konkav ayna = iç bükey ayna) denir. Çukur ayna, cisimlerin görüntülerini büyütebilme ve gelen paralel ışınları bir noktada toplayabilme özelliğine sahiptir.
1- Çukur Aynaya Paralel Gelen Işınların Yansıması :
Çukur aynaya paralel gelen ışınlar, aynada yansıma kanunlarına göre yansıdıktan sonra bir noktada toplanırlar. Çukur aynada yansıyan ışınların toplandığı noktaya 
odak noktası denir. Aynadan yansıyan ışınlar odak noktasından geçtikten sonra doğrultu ve yönünü değiştirmeden yayılmaya devam ederler.

2- Çukur Aynada Görüntünün Özellikleri :
Çukur aynada cismin bulunduğu yere göre görüntünün özellikleri farklıdır.

a- Cisim odak noktasından uzakta ise; 
– Cisim aynaya yaklaştıkça görüntü büyür.
– Görüntü terstir.
– Görüntü gerçektir.

b- Cisim odak noktası ile ayna arasında ise;
– Cisim aynaya yaklaştıkça görüntü büyür.
– Görüntü düzdür.
– Görüntü zahiridir yani aynanın arkasında oluşur.

3- Çukur Aynaların Kullanıldığı Yerler :
Çukur aynalar teknolojik aletlerde ışığı kontrol etmek amacıyla kullanılır. Bunun nedeni çukur aynanın ışığı bir noktada toplayacak şekilde yansıtmasıdır. Çukur ayna;
• Diş hekimlerinin kullandığı araçlarda kullanılır.
 Güneş ışınlarının odaklanması (bir noktada toplanması) sağlanır. Bu sayede çok yüksek sıcaklıklar elde edilir. (Güneş fırınları bu şekilde çalışır ve bu fırınlar askerler, dağcılar ve işçiler tarafından kullanılır).
• Teleskop yapımında kullanılır.
• Aynanın odak noktasına konan ışık kaynağı sayesinde aynadan ışınlar paralel yansır. Bu özellik sayesinde ışıldak, el feneri ve araba farları yapılır.
• Mikroskopta incelenecek cisim üzerine ışık düşürmek için kullanılır.

b) Tümsek Ayna :
Yansıtıcı yüzeyi tümsek olan aynalara tümsek ayna 
(konveks ayna = dış bükey ayna) denir. Tümsek ayna, cisimlerin görüntülerini küçültebilme ve gelen paralel ışınları dağıtma özelliğine sahiptir.

1- Tümsek Aynaya Paralel Gelen Işınların Yansıması :
Tümsek aynaya paralel gelen ışınlar, aynada yansıma kanunlarına göre yansırlar ve aynanın arkasındaki bir noktadan çıkıyormuş gibi birbirinden uzaklaşarak yansırlar. Tümsek aynada yansıyan ışınların uzantılarının aynanın arkasında kesiştiği noktaya odak noktası denir. Aynadan yansıyan ışınlar odak çıkacak şekilde yansıdıktan sonra doğrultu ve yönünü değiştirmeden yayılmaya devam ederler.

2- Tümsek Aynada Görüntünün Özellikleri :
Tümsek aynada cisim nerede bulunursa bulunsun görüntünün özellikleri aynıdır. Cisim nereye konursa konsun;
– Görüntü daima cisimden küçüktür.
– Cisim aynaya yaklaştıkça görüntü daha da küçülür.
– Görüntü düzdür.
– Görüntü zahiridir yani aynanın arkasında oluşur.

3- Tümsek Aynaların Kullanıldığı Yerler :
Tümsek aynalar, ışığı daha geniş alanlara yansıttığı için daha fazla aydınlanma veya daha geniş görüş alanı sağlamak için kullanılır. Bu nedenler arabalarda yan ayna olarak kullanılır.

NOT : 1- Araçlardaki yan aynalar, daha geniş bir görüş açısı sağlamak için tümsek aynadan, dikiz aynaları ise arkadaki araçların yerinin tam olarak anlaşılabilmesi için düz aynadan yapılmıştır.


IŞIĞIN KIRILMASI

Bir saydam ortamdan başka bir saydam ortama geçen ışığın doğrultu değiştirmesine kırılma denir. Kırılan ışığın bu ortamdaki hızı da değişir. Eğer ışık bir saydam ortamdan başka bir saydam ortama dik girerse kırılma olmaz. Ancak hızı yine değişir.
Bu değişimin artıp azalması ortamların optik yoğunluğu (şeffaflık derecesi) ile ilgilidir. Işığın en hızlı olduğu saydam ortam havadır. Işığın havadaki hızı 300.000 km/s dir. Yani ışık, havada saniyede 300.000 km yol alır. Bu hız su ortamında 225.000 km/s cam ortamında ise 200.000 km/s dir. Bu sonuca göre optik yoğunluk arttıkça ışığın hızının azaldığı anlaşılır.


NOT:
Işık için en çok kullanılan saydam ortamlar; HAVA, SU, CAM dır. Bu ortamların yoğunlukları büyükten küçüğe doğru;  CAM, SU, HAVA şeklindedir.

         Işığın kırılma olayı, günlük yaşamımızda ilginç görüntülere neden olur. Örneğin havuz içindeki suya baktığımızda içindeki cisimleri bulundukları konumdan daha yakında görürüz. Bir kısmı su içinde olan bir çubuğa dışardan bakan bir kimse çubuğu kırıkmış gibi görür.
          Yine sıcak bir günde çölde yürüyen bir insanın serap denilen bir olayla karşılaşması da bu olaya örnektir. Serap olayının ışığın kırılması
ile olan ilgisini şöyle açıklayabiliriz. Soğuk hava sıcak havadan yoğundur. Bu nedenle yere yakın kısımlar ile daha yüksek kısımlar farklı yoğunluktadır. Güneş yere yakın kısımları daha çok ısıtır. Bu nedenle yere yakın olan kısımlar az yoğundur. Yüksek kısımlar ise çok yoğundur. Güneş ışınları bu yoğunluk farkından dolayı kırılır. Serap denilen olay bu kırılan ışınların kesişmesiyle oluşan görüntülerdir.
               Işınlar su gibi çok yoğun ortamdan hava gibi az yoğun ortama her açı altında geçer diyemeyiz. Belli açıdan büyük açılarda gönderilen ışık hava ortamına çıkamaz. Işık su ortamına geri yansır. Bu olaya tam yansıma denir. Bu olayın günlük yaşamımızda çok yararlı sonuçları vardır. Özellikle teknolojideki  fiber optik kablolar yardımıyla bükülebilen ortamlarda ışığın görüntü taşıması sağlanmaktadır. Özellikle tıpta endoskopi denilen cihazlar, insan vücudunun içindeki organları dışardan gözleme olanağı verir.


Işık Prizmasında Kırılma ve Renk Oluşumu

Yandaki şekilde görüldüğü gibi cam prizmaya giren beyaz ışık kendisini oluşturan altı renge ayrılır. Bu renkler kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi ve mor dur. Bu olayın oluşumundaki temel neden ışığın kırılmasıdır. Her bir rengin farklı açılarda kırılması
ve renklerine ayrılması her rengin prizma içinden geçerken farklı enerjide ve hızda olmasından kaynaklanır. Enerjisi en az olan ışık en az kırılan kırmızı ışıktır.
En çok kırılmaya uğrayan renk mordur. Buna göre sapma miktarı kırmızıdan mora doğru artar. En çok sapmaya uğrayan renk mordur.



Sınır Açısı
Işık, cam gibi çok yoğun ortamdan hava gibi az yoğun ortama her açı altında geçemez. Cam ve hava için öyle bir gelme açısı vardır ki kırılma açısı 90°'dir. Bu durumda gelme açısına sınır açısı denir.
Eğer camdan havaya bir ışın sınır açısından büyük bir açıyla gönderilirse ışın hava ortamına geçemez, iki ortamı ayıran yüzey düz ayna gibi ışığı cam ortamına geri
yansıtır. Bu olaya tam yansıma denir.



Tam Yansımalı Prizmalar

Işığın saydam ortamlarda tam yansıma yapmasından yararlanarak tam yansımalı prizmalar elde edilir. Bu prizmalar teknolojide çok kullanılır. Kesiti çok küçük
olan fiber optik kablo içerisinde ışık eğrisel yollarda tüm yansımalı prizmaları ile istenilen şekilde yönlendirilir. Örneğin iç organları görüntüleyen endoskopi aletleri
bu sisteme göre yapılmıştır.



  

MERCEKLER

                 Işığın cam ortamında kırılmaya uğradığını biliyoruz. Işık havadan cama geçerken kırıldığı gibi camdan havaya geçerken de kırılır. Eğer camın iki yüzü pencere camında olduğu gibi paralel değilse ışığın cama giriş doğrultusu ile çıkış doğrultusu aynı olmaz. Bir saydam ortama öyle bir biçim verilebilir ki ışınlar bir noktada toplanabilir ya da dağıtılabilir. Bu şekilde ışığı toplayan ya da dağıtan özel olarak biçimlendirilmiş cam veya başka saydam maddelere mercek denir.
               Optik araçların hemen hemen tümünde mercek kullanılır. Örneğin fotoğraf makinesi,teleskop, büyüteç, gözlük bunlardan birkaçıdır. Gözün kendisinde de doğal bir mercek vardır.
                Mercekler genellikle eğri yüzeyli olarak yapılır. Bazılarının bir yüzü düz diğer yüzü eğrisel olabilir. Yapılış şekillerine göre mercekler, ince kenarlı ve kalın kenarlı olarak ikiye ayrılırlar.
                Paralel ışık demetini bir noktada toplayan merceklere ince kenarlı (yakınsak) mercek adı verilir.
Paralel ışık demetini dağıtma özelliği olan merceklere kalın  kenarlı (ıraksak) mercek adı verilir.

İnce Kenarlı Mercek (Yakınsak Mercek)
         Kenarları ince olan merceklerdir. Işığı toplama özelliğine sahiptirler. Görüntü oluştururlar. Oluşan görüntüler cismin boyundan büyük, cismin boyuna eşit ve cisimden küçük olabilir. Günlük hayatımızda büyüteç olarak kullandığımız mercek, ince kenarlı mercektir. Eğer güneş ışınları önüne bir büyüteç tutulur ve büyütecin arkasına uygun   uzaklıkta bir kağıt yerleştirlirse kağıdın üzerinde küçük parlak bir görüntü izlenir. Bu görüntü güneşin görüntüsüdür. Mercek ile kağıt arasındaki uzaklık merceğin odak uzaklığıdır. Kağıt üstünde görülen parlak nokta merceğin odak noktasıdır. Buna göre, ince kenarlı merceğin, paralel ışık demetini kırarak topladığı noktaya odak noktası denir. Odak noktasının merceğe olan uzaklığına odak uzaklığı denir.

Kalın Kenarlı Mercek (Iraksak Mercek)
Kenarları kalın olan merceklerdir. Işığı dağıtma özelliğine sahiptirler. Görüntü oluştururlar. Oluşan görüntüler cisme göre düz ve küçüktür. Kalın kenarlı merceğe gelen paralel ışık demeti mercek içinden geçerken birbirlerinden
uzaklaşarak kırılır. Kırılan ışınların uzantıları bir noktada toplanır bu noktaya odak noktası denir. Odak noktasının merceğe olan uzaklığına ise odak uzaklığı denir.





NOT: Mikroskop , büyüte, teleskop ve dürbünde ince kenarlı mercek; el feneri ve ışıldaklarda kalın kenarlı mercek kullanılır.